14 Şubat 2007 Çarşamba
I See
Sadece görmekti isteği... Gözleri yetersiz kalıyordu... Görmek istediklerine ya da görmemek istediklerine yeterince odaklanamıyordu. Sadece anlamlandıramadığı birşeyler hissediyordu. Görebilseydi, herşey daha kolay olacaktı. Vizör derdine derman oldu. O'na göremediklerini gösterdi. Ancak gördükleri ile bekledikleri arasında dağlar kadar fark vardı. İşte bu fark hayatındaki belirsizliğin, sınırlarda gidip gelmelerin temeliydi. (Yüce Zerey)
"İçinden kocaman hayatlar geçiyordu adamın…ki gölgelerinin ardına saklanan, binlerce gözün esrarınından haberdardı.biliyordu bir çift gözün ufka gerilerek,zamanın tüm aldanışlarına,yok oluşlarına,tükenmişliğine rağmen hala onu görebildiğini…bir şiirin mısraları gibiydi gözleri bakarken…
Ab_ı hayat; olan ın ötesini görebilmekti…" (Mehmet Erdoğmuş)
"Fazla beklenti sahibi olmaktadır belki de sorun... soluğunuz kesilircesine hayattan isteyip durmaktadır...Gözlerimizi çocuk hayretince açmak yerine bir gözümüzü kapayıp vizör kadar bakmaktadır. Ne oldu size canım efendim, ne oldu da şaşırmaktan alıkondunuz, sımsıkı tutan hayatı deklanşör yerine, hayal gözünüz kapalı, merceklere doldunuz. Hevesi kursağında mucizeler dökülmüyor mu omuzlarınızdan yaprak yaprak, cam mercek gökkuşağını avucunuza getirmiştir belki ama, ışığı kırmıştır bir kere, yekpare, parlak..." (Özlem Derici)
zaman: 22:36 View Comments
C(Ash)'R BenLEAK by y=f(yuce)
Midday prayer at the Üç Şerefeli mosque (Edirne). One wonders if the man needs his cellphone to communicate with God.
zaman: 22:23 View Comments
7 Şubat 2007 Çarşamba
Marka Heybeleri ve Modern Marka Yapısını Anlamak
Kültür, gelenekleri, görenekleri, inançları, sanatı, yaşam tarzına ilişkin alışkanlıkları, aileyi, işi, ekonomik alışverişi, bilgiyi ve diğer birçok şeyi içeren geniş bir alandır ve çok fazla çeşitlilik içerir.
Marka tanımını kültürel fikir olarak ele aldığımızda, tanımın kültürel bileşeni markanın paylaşılması, toplumun içine salınmasını, kısaca sahaya inmesini ifade eder.
Tanımın fikir bileşeni ise markanın özgünlüğünü, bireyselliğini ön plana çıkarır.
Günümüz iş yapısında marka, toplumun önünde giden, farklı özgün belki yer yer arıza bir yana sahipken, aynı zamanda da bir o kadar toplumun içinde, Hacı Mehmet Emmi ile bir sabahçı kahvesinde çay içebilmektedir. (veya Cihangir'de Berkcan Bey ile Roden'in eserlerindeki Quantum yaklaşımını tartışabilir) Kültürel fikirler nasıl çeşitlilik gösteriyorsa marka içeriği türlerinin de çeşitlilik göstermesi normaldir.
Başarılı markalar, kendilerine hitap eden, iş alanlarında kullanabilecekleri, hedef kitleri ve ürün/hizmetleri ile örtüşen bir takım kültürel fikirleri içermelidir. İşte bu her bir kültürel fikir, ayrı birer marka heybesidir. Markalar da bu kültürel fikirleri içeren marka heybelerinin bileşiminden oluşur. Markaların yapılandırma aşamalarında marka heybeleri üzerinde stratejik olarak düşünülmesi ve marka heybelerini dolduracak fikirlerin bu stratejiler kapsamında ele alınması gerekmektedir. Fikirlerin marka heybelerine doldurma sürecinde Heybe Felsefesi'nin en önemli aracı olan Heybe Bilgi Çevrimi'nden (Bilgiyi süz, anla, anlamlandır...) faydalanmak gerekir. Aksi takdirde marka heybelerini toplum algıladığı gibi yönlendirir, ve markanın yönetimi sizin elinizden çıkıp tamamen halkın algı inisiyatifine kalabilir.
Markanın yeni tanımını ve marka heybeleri kavramını daha iyi anlayabilmek için birkaç somut örnek üzerinden gidelim.
Birinci örneğimizde Starbucks'ın hem dünya da hem de Türkiye'deki marka heybelerini ve bu heybelere ait algıları, fikirleri bulabilirsiniz.
İkinci örneğimizde de dünyanın yükselen starı iPOD'un hem dünya da hem de Türkiye'deki marka heybelerine ve bu heybelere ait algıları, fikirleri bulabilirsiniz.
İlerleyen yazılarda örnekleri çoğaltıltıp, özellikle Türkiye'den örneklere eğilmeyi düşünüyorum.
Sevgiler
Yüce Zerey | y = f(yuce)
zaman: 08:09 View Comments
Etiketler: Brand Marketing, Branding, Heybe Felsefesi, Marka, Markalama, Pazarlama