31 Mart 2008 Pazartesi

Ajda Pekkan'ı Boyadılar



Gülen Boya'nın yeni yüzü olan ve 2008 yılı içerisinde markanın reklam filmlerinde (toplam 6 reklam filmi ile) rol alacak olan Ajda Pekkan ile çekilen ilk reklam filmi yayınlanmaya başladı.

Gülen Boya bu reklam kampanyası ile boya sektörünün hedef kitlesinin komposizyonunda bir güncelleme yapıyor ve boyacı, nalburlara ek olarak hedef kitlede kadınların da ağırlıklı bir öneme sahip olması gerektiğini vurguluyor.



Ajda Pekkan ile çekilen yeni reklam filminde kadınlara, boyanın yaşamlarının bir parçası hatta bir yaşam tarzı olduğunu göstermeyi amaçlıyor.

Gülen Boya'nın yeni reklam filminde müzik olarak ise Ajda Pekkan'ın Bambaşka Biri şarkısı kullanılıyor. Gülen Boya'nın Ajda Pekkan'lı reklamları, TV'nin yanı sıra yazılı basın, radyo ve açık hava mecralarında da yer alıyor. Ajda Pekkan ile yapılan anlaşma kapsamında reklamlara ek olarak 10 adet de açık hava konseri verilmesi planlanıyor.

Gülen Boya bu hedef doğrultusunda, kadınlar tarafından her zaman sevilen ve anlamlı bir marka değeri taşıyan Ajda Pekkan'la aynı ortak değerlere sahip olan ismini “Yıllarca Genç Kalır” sloganı ile biraraya getiriyor.

Açıkçası, tanımlanmış olan hedef için Ajda Pekkan'ın çok doğru bir seçim olduğunu düşünüyorum. “Yıllarca Genç Kalan Kim var?” dediğimizde Türkiye algı setimizde çoğu insanın aklına ilk gelen isim Ajda Pekkan. Ayrıca, boya, boyamak, boyalı olmak ve kadın olgusunu da kesiştirdiğimizde yine çoğu insanın aklına gelen ilk isim Ajda Pekkan.

Gülen Boya örneğinin, stratejik hedef ile başarılı bir şekilde bütünleşebilecek ünlü kullanımı örneklerinden biri olduğunu düşünüyorum.

28 Mart 2008 Cuma

Medya: Kim Sallar Gençleri!


Alper Görmüş'ün yazısını okuyunca gerçekten dikkatimi çekti. Yüz binlerce (milyonlarca?) genç için günün en önemli haberi saat 18.00 civarında patlıyor: “YouTube yeniden açıldı…” Gazetelerin haberi rahat rahat hazırlayabilmeleri için önlerinde yeteri kadar zaman var. Ve ertesi gün, yani bugün (28 Mart) gazeteleri açtığımızda karşımıza çıkan manzara:
Hürriyet (5. sayfa tek sütun): “O videoları çıkardık yasağımız kaldırılsın…” (YouTube’dan yapılan yazılı açıklamayı içeriyor. Sitenin yeniden erişime açıldığına dair bir bilgi yok.)

Milliyet:
Yok.

Radikal
: Yok.

Sabah
(18. Sayfa): “Videoları kaldırdık yasak sona ersin…” (Sitenin yeniden erişime açıldığına dair bir bilgi yok.)

Taraf
(5. Sayfa): “Youtube’a erişim ENGELLENEMEZ…” (Sitenin yeniden erişime açıldığına dair bir bilgi yok.)

Akşam
: Yok.

Star
: Yok.

Birgün
: Yok.

Zaman
: Yok.

Evrensel
(15. Sayfa): “Youtube açılmaya hazır… ” (Sitenin yeniden erişime açıldığına dair bir bilgi yok.)

Cumhuriyet
: Yok.

Vatan
: Yok.

Dünya
: Yok.

Yeniçağ
: (9. Sayfa): “’Çete’ bastırdı, site yayında…”

Yeni Asya
: Yok.

Today’s Zaman
(5. sayfa tek sütun): “Access to Youtube restrored after removal of Anti-Atatürk video clips” (Atatürk karşıtı videoların silinmesinin ardından Youtube’a erişim yeniden açıldı.)

Turkish Daily News
: “No offensive videos on Youtube” (YouTube’da hakaret içeren video yok…) Haberde sitenin kullanıma açıldığına dair bir bilgi yok.

Yani anlayacağınız, Türk okurlarının Türk basınına bakarak YouTube’un açıldığı bilgisini edinmeleri mümkün değil! Tabiki olay, web mecrasında çok hızlı yayıldı, ama fiziksel olarak gazetelerde karşımıza gelmedi.

Gençler gazete okumuyormuş! Bu gazetelerin gençlerle ne ilgisi var ki okusunlar!

Dım Tıs Gençliğimize İthafen: Reppo


Tasarımcı Joonas Saaranen tarafından, alemlerin dım tıs gençliği için tasarladığı Reppo, memletimde araba ile (tercihen her tarafın hoparlör dolu beyaz şahin) günümüz hip hop pop top şarkılarını sonuna kadar açık bir sesle dinleyen gençlerimiz için çok ideal bir tasarım. Çay bahçelerinde, kafelerde, deniz kenarlarında plajlarda, trackinge çıkan beyaz yakalının sırtında, stadyumlarda, miting meydanlarında bu çantalarda Müslüm Gürses dinleyenleri, İbrahim Tatlıses: Rap 2.0 dinleyenleri, maç ve at yarışı dinleyenleri de göreceğimizi umuyorum.






Herşey Dahil Klotho


Hem duvar aksesuarı, hem elbise taşıyıcısı hem de gardrop olarak kullanılmak üzere tasarımcı Mattias Pinkert tarafından tasarlanan Klotho, hem işlevsel olarak hem de göz zevkine hitap açısınan başarılı bir ürün.

Ayrıca Klotho ismini çok beğendiğimi de belirtmeden geçemeyeceğim.

Güncel Facebook İstatistikleri


MART 2008 Facebook istatistiklerini incelediğimizde Türkiye'nin listedeki ciddi yükselişi ile karşı karşıya kalıyoruz. Facebook'un son dönem kullanıcı rakamlarına İngiltere, Türkiye ve Fransa'daki kullanıcı sayılarının artışı damgasını vuruyor.


Facebook ortamında 67 milyon aktif kullanıcı bulunuyor.

Facebook bir gün içerisinde ortalama 250,000 yeni üye kaydı alıyor.

Facebook'un aktif kullanıcı sayısı 6 ay içerisinde iki katına çıkmış.

comScore verilerine göre ziyaretçiler Facebook'ta ortalama 20 dakika kalıyor.


Facebook'un Güncel Ülke Kullanıcı Sayısı İstatistikleri


İngiltere 8 milyon aktif kullanıcı ile Amerika'dan sonra en çok Facebook kullanıcısına sahip. Kanada 7 milyon aktif kullanıcı ile İngiltere'nin hemen arkasından geliyor.

  1. İngiltere
  2. Kanada
  3. Türkiye
  4. Avusturalya
  5. Fransa
  6. İsveç
  7. Norveç
  8. Kolombiya
  9. Güney Afrika
  10. Hong Kong


Facebook Uygulama İstatistikleri

Facebook'ta günlük 14 milyondan daha fazla fotoğraf yükleniyor.

Her gün 140 yeni uygulama ekleniyor.

Genel olarak dünyada biraz daha düşüş eğiliminde olan Facebook ülkemizde hala iyi bir hızla ilerliyor.

Peki bunun nedeni ne olabilir?

24 Mart 2008 Pazartesi

P & G'nin Gençlik Trendleri

Kendi Flash Diskini Tasarla

Pexagon İle Kendi Flash Diskinizi Tasarlayın

Pexagon müşterilerine güzel bir kişiselleştirebilme imkanı tanıyor. Kendi flash diskinizi isteğinize göre tasarlayabiliyorsunuz.

Pexagon ile kendinize has tarzınızı flash diskinize yansıtmanız mümkün. Pexagon ile size 14 farklı renk sunuluyor ve sizin istediğiniz herhangi bir yazı veya logo seçtiğiniz flash disk üzerine işleniyor ve bu sayede flash diskiniz size özel oluyor. Seçimi yaparken firmada bulunan kapasitelerden(512MB-8GB) istediğinizide seçebilme şansınız bulunuyor.

Artık, kitle yok, birey var yaklaşımına güzel bir örnek.

Atari 1972 Basın Reklamları


Yeni Zellandalı Reklam Ajansı Republic'in hazırlamış olduğu Atari markalama kampanyası başarılı klasikler arasında ilk sırada yer alıyor.

Art Direktör: Greg Wylie

Atari'de oynadığım çok keyifli bir futbol oyunu vardı. Bugünkü futbol oyunlarının cilalı taş devrini temsil etsede insanı saatlerce başından ayırmıyordu, joystiklerin (Ouickjoy II veya Quickshot II) kırılmasına sebebiyet veriyordu. Varsın olsun, varsın kırılsın sonuçta çok keyifli günlerdi.

23 Mart 2008 Pazar

Yemek 2.0: Start Cooking



Blogların öneminin artmasıyla birlikte çok başarılı yemek blogları ile karşılaşmıştık. Ancak Start Cooking için kelimenin tam anlamıyla bir Yemek 2.0 sitesi diyebiliriz. Site bünyesinde yemeğin nasıl yapıldığı çok başarılı videolarla görebiliyoruz. Güzel tarif listelerine erişebiliyoruz. Sevdiğimiz ve önem verdiğimiz tariflerin videolarına kayıt olabiliyor, ve istersek bu videoları indirebiliyoruz.

Insomnia ve Cafe Markalama

İrlandalılar kafeleri gerçekten özgün markalar koyuyorlar. Aşağıdaki görsel de Insomnia adındaki bir İrlanda kafesine ait.

Insomnia; istenmesine karşın uyumada güçlük çekme ya da uyuyamama durumu olarak tanımlanıyor.

Müşterilerine kahvenin uyku karşısındaki dayanılmaz gücünü vurgulayan ve bu güce ihtiyacı olanları agresifce davet eden güzel bir markalama örneği.

Ancak, farklı bir açıdan bakacak olursak Insomnia sonuçta bir hastalık, uyuyamama hastalığı dolayısıyla negatif anlamlar çağrıştıran bir terim. İşte sırf bu yüzden insanların aklında yok iken akıllarına kardeşim kahve içme uykusuz kalırsın düşüncesi de getiriyor ve bilinçaltını olumsuz yönde etkiliyor. Marka olarak özgün olmasına rağmen anlam olarak bilinci olumsuz yönlendirme olasılığı yüksek olduğu için tercih edilmemesi daha iyi olabilir.

19 Mart 2008 Çarşamba

En İyi Power Point Sunumları

SlideShare tarafından organize edilen Dünya Sunum yarışmasında 443 katılımcı için 2805 adet oy kullanıldı. Kullanıcıların oylarına ek olarak, sunum konusunda dünya çapında gurulardan oluşan bir juri de bulunuyordu.

Yarışma sonucunda ise Juri Üyelerinin Seçtiği ilk 3 sunum aşağıdaki gibi sıralandı:

1. Shift Happens



2. Meet Henry



3. Sustainable Food Lab


Katılımcıların seçmiş olduğu ilk 3 sunum da aşağıdaki gibi sıralandı.

1. PaniPuri


2. Shift Happens


3. Meet Henry

Tarihin En İyi Sunumu

Sunum hayatımızın artık vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Aslında hep hayatımızın önemli bir parçasıydı ancak araçlar farklıydı. Zaten özgün sunum yapabilenlerin tarihte hep hakkını veriyor.
Gelmiş geçmiş sunumlar sıralamasında birinci sırada yer alan kişi hiç de yabancı değil: Steve Jobs.

Son zamanlarda Mac Book Air lansmanındaki muhteşem sunumu ile kitlelerin beğenisini kazanmıştı.



En iyi sunum olarak seçilen sunum ise, Steve Jobs'un 1984 yılında Macintosh'un lansmanında yapmış olduğu sunum. Cebinden çıkarmış olduğu 3.5 inc lik diskette bizleri alıp maziye götürüyor.

Özetle, insan 7 sinde nasıl sunum yapıyorsa 70'inde de aynı şekilde sunum yapıyor.

17 Mart 2008 Pazartesi

Pazarlama 2.0 Örnek Uygulama: En Büyük Asker Bizim Asker


Yoğun bir stratejik yapılanma süreci geçiren Türk Telekom'un başarılı uygulamaları, yapılan sürecinin başarısı hakkında bizleri bilgilendiriyor.

Türk Telekom
, askere gidenlerin en önemli sorunlarının başında gelen aile ile telefon görüş(e)me(me)sine Aile Kart ile çözüm öneriyor.

TT Aile Kart'ın sistemi şu şekilde işliyor:

Ev veya iş telefonunuza bağlı bir Aile Kart alıyorsunuz,
sevdikleriniz, ankesörlü telefonlardan dilediğiniz gibi konuşuyor, konuşma ücreti kartın bağlı olduğu ev veya iş telefonuna ekleniyor.

Aylık Aile Kart’ını Multimedya Ankesörlü Telefonlar’da, internete bağlanmak, SMS göndermek ve ya fotoğraf çekip e-posta göndermek için de kullanabiliyorsunuz.



Türk Telekom geçtiğimiz günlerde Aile Kart ürününü desteklemek için yeni bir pazarlama 2.0 çalışması gerçekleştirdi.

"En Büyük Asker Bizim Asker" ismini verdikleri uygulamada öncelikle Adınızı Soyadınızı giriyorsunuz, daha sonrasında askerlik sınıfını seçiyorsunuz (Karacı, Denizci, Havacı, Jandarma gibi) daha sonrasında ise üniformanıza ister fotoğraf ekliyorsunuz, isterseniz webcamden gerçek zamanlı görüntü ekleyebiliyorsunuz.

Askerlik bizim için çok kutsal bir görev. Oğlu, eşi, sevgilisi, nişanlısı askerde olanların kendilerini sürecin içine dahil edebilecek başarılı bir kampanya. Pazarlama 2.0'ın en temel öğelerinden olan katılımcılık ve etkileşimi, en hassas değerlerimizden olan Askerlik, Yakınlık, Aile motivleri ile destekleyen kampanya başarıyla ilerliyor.

15 Mart 2008 Cumartesi

LOST: Viral Pazarlama Kampanyası


Herkes tarafından beğeniyle izlenen LOST dizisi, senaryo başarısının yanında gerçekten çok başarılı bir pazarlama zekasına sahip.

LOST'un pazarlama stratejilerini belirleyenler, 4. Sezon için başarılı bir viral pazarlama kampanyası sürdürüyor. Pazarlama iletişimi seçimlerinde genellikle viral pazarlamayı tercih eden ekibin son kampanyası kapsamında dünyanın farklı şehirlerinde (daha çok Lost oyuncuları ile ilgisi olan şehirlerde) billboardlarla 4. sezonun temasını ve interaktif pazarlama uygulaması olarak düşen uçağın sırrını keşfetmemiz için hazırlamış oldukları siteyi anlatıyorlar.


Kampanya billboardlarının yer aldığı şehirler aşağıdaki gibidir:

  • Los Angeles, CA
  • Tustin, CA
  • Ames, IA
  • Miami, FL
  • New York, NY
  • Portland, OR
  • Knoxville, TN
  • Seoul, South Korea
  • Sydney, Australia

Kampanya, 4.Sezonun ana teması olan adadan kimlerin nasıl kurtulduğu üzerine kurgulanmış. Oceanic Airlines'ın reklamları üzerinde find815.com yazıları hemen ilgimizi çekiyor. Zaten ilgilimizi çeksin, konuşalım, bloglarda yazalım, sağda solda anlatalım diye yapmışlar.


Find815.com'a gelince, bizim merak güdülerimizin, keşfetme güdülerimizin üzerine kurgulanmış başarılı bir interaktif site. Sitede Oceanic 815 uçağını aramaya koyuluyorsunuz, aslında uçaktan ziyade ciddi bir cevap arayışındasınız. Oceanic 815 uçağı hakkında ne bir iz var, ne kurtulan var ne de bir neden var! İşte bu tetikleyici havuç ile bu başarılı interaktif site içerisinde bizleri Alice Harikalar Diyarında gibi dolaştırıyorlar.


LOST bütünleşik pazarlama iletişimini başarı ile kullanan bir dizi. Darısı bizim dizilerimizin başına...

14 Mart 2008 Cuma

Sosyal Medya 'ya Verilen Önem


TNS Media’nın yaptığı araştırmaya göre pazarlama departmanı yöneticileri sosyal medya platformlarını, şirket iletişimi açısından hayati derecede önemli buluyorlar.

Bir çok ülkede pazarlamadan sorumlu üst düzey yöneticiler için sosyal ağlar; şirket, marka ya da ürün pazarlaması için vazgeçilmez bir olgu haline geldi. Yöneticilerin yarıya yakını şirket iletişiminin üst düzey yönetim tarafından izlenmesi ve önemli kaynakların yerinin belirlenmesi gerektiğine inanıyor.

Araştırma sonuçlarına göre şirketler sosyal medya platformlarını oldukça ciddiye alıyorlar. Ayrıca şirket yöneticilerinin yüzde 95’i sosyal medya platformlarının önümüzdeki 5 yıl içersinde büyüyeceği konusunda hem fikir.

Araştırmaya katılan yöneticilere sosyal medya platformlarının hangi amaç için kullandıkları sorulunca, yüzde 37’lik bir kesim tüketici görüşü almak için, yüzde 21’lik bir kesim marka farkındalığı yaratmak için, yüzde 21’lik bir kesim ise müşteri bağlılığını artırmak için sosyal medyayı kullandıklarını belirttiler.

Herşey Sosyal Medya önemlidir, demekler, veya birkaç kampanya yapmakla bitmiyor. Sosyal Medya Stratejilerini entegre olarak tasarlayıp, hedeflerini tayin edip, bütüncül bir proje yönetimi kapsamında ele almak gerekiyor.

Gazete 1.0: Son Demler


ABD'de yapılan bir araştırma, giderek daha fazla sayıda kişinin, geleneksel gazeteciliğin önemini kaybettiğini düşündüğünü, katılımcıların yarısınınsa habere ulaşmak için internet kaynaklarından yararlandıklarını ortaya koyuyor.

"We Media/Zogby" interaktif anket sonuçları, katılımcıların çoğunun, gazeteciliğin hayat kalitesi için önemli olduğunu düşündüğünü, yüzde 64'ünün ise yerel gazeteciliğin yeterince tatmin edici olmadığı görüşünde olduğunu gösterdi.

Soruları yanıtlayan yaklaşık 2000 kişinin neredeyse yarısı, internetin, haber ve bilgiye ulaşmak için ilk kaynakları olduğunu belirtti.

Katılımcıların üçte birinden azı, haber için televizyon izlediğini, yüzde 11'i radyo dinlediğini, yüzde 10'u ise gazete okuduğunu kaydetti.

Tüm bu veriler de bizim gazetelerimizin Medya 2.0'a ne kadar önem vermesi gerektiğini, konu ile ilgili eylem planlarını yavaş yavaş hayata geçirmesi gerektiğini ifade ediyor.



13 Mart 2008 Perşembe

Türk Dizileri: Uyarla - Çek - Yayınla

Öncelikle bu yazıyı yazarken özgün ve ciddi emek sarfedilen dizilerimizi tenzi ederek başlamak istiyorum.

Gelişmekte olan ve tüketim toplumu yapılanma sürecinin henüz başlarında olan ülkelerde sık sık sağlam imitasyon vakaları vuku bulur.

Hızlı rekabet sürecinde, bir an önce gelişmek, yetişmek, rakibi geçmek, pastadaki tüm dilimleri almak, mevcut dilimleri geliştirmek adına, nitelik ve özgünlük ikinci plana atılabiliyor.

Medya sektöründe bu durumun çok güzel örneklerini görüyoruz. Çekilen çoğu programın lisansı, anafikri yabancılara ait. Bizlere düşen ise, lisans anlaşmasını yapmak, uyarlamak, çekip yayınlamak oluyor.

Tabiki uyarlayabiliriz. Sonuçta hayatımızda kullandığımız, ürünlerin aldığımız hizmetlerin, ne kadarı özgün? Ama önemli olanın anlamlı seçim yapabilme ve katma değerli uyarlama süreci...

Yurtdışında beğendiğimiz bir dizi/program vs proje varsa, bu projenin Türkiye'de başarılı olup olmayacağını iyi analiz etmek gerekir.

Başarılı olabilmesi için: "Türk izleyicilerin hangi motivlerini, nasıl tetikletmeyi düşünüyoruz ki başarıyı yakalayabilelim?" sorusunun cevaplarının oturaklı bir şekilde verilmesi gerekir. Akabinde de: "Bu projeyi ne kadar özgünleştirebiliriz?" sorusunun altyapısı sağlanmalıdır. Bu sorular çok fazla cevaplanamadığında, Türk İzleyicisi projeyi sahiplenmiyor.

Konumuzla ilgili örnekler verecek olursak (Övgü Akgürgen'e teşekkürler);

Medium: Zeliha’nın gözleri

Allison DuBois’nın gerçek yaşam öyküsünden uyarlanarak çekilen NBC’nin “Medium” isimli dizisi Türkiye’de “Zeliha’nın Gözleri” adlı Türkçe formatıyla STAR TV’de karşımıza çıktı. Her iki dizinin başkarakteri de işlenmiş cinayetleri ve insanların geleceklerini görebiliyor ve cinayetlerin çözümünde polise ve insanlara yardım ediyor.



Lost: Göl
Tüm dünyada olduğu kadar Türkiye’de de geniş bir izleyici kitlesine sahip olan “Lost”un Türk versiyonu ise henüz yayınlanmaya başlamadı. Şu anda YouTube gibi video paylaşım siteleriyle sesinin duyurmayı başaran “Göl” isimli dizi, merakla bekleniyor.

Grey’s Anatomy : Doktorlar
Show TV’nin sevilen dizisi “Doktorlar” da Dizimax’te yayınlanan “Grey’s Anatomy” isimli yabancı dizinin bire bir kopyası.




Dawson’s Creek: Kavak Yeller
i
Kanal D’de yayınlanan “Kavak Yelleri”, CNBC-e’nin sevilen dizisi “Dawson’s Creek”in tam anlamıyla Türk uyarlaması. Bu iki dizi, senaryodan karakterlerin davranışlarına ve fiziksel özelliklerine kadar pek çok noktada benzeşiyor. Örneğin karakterler açısından bakıldığında, Deniz’in Dawson, Aslı’nın Joey, Mine’nin Jen, Efe’nin de Pacey olduğu açık seçik anlaşılıyor.



24: Mahşer
cnbc-e’de yayınlanan “24” kadar etkileyici bulunmadığından mıdır bilinmez, atv’de yayınlanan “Mahşer” isimli taklit dizi kısa bir süre sonra yayından kaldırıldı.




Sabrina: Acemi Cadı
Orijinaline sadık kalınarak çekilen bir diğer Türk dizisi ise “Acemi Cadı”. Sihir yapabilen bir lise öğrencisi genç kızın hayatını anlatan ve çocukların ilgiyle izlediği Sabrina seneler sonra Türk yapımcılar tarafından yeniden keşfedilince ona içerik olarak tıpatıp benzeyen Acemi Cadı Türk televizyonlarında yayınlanmaya başladı.




My Name Is Earl: Hakkını Helal Et
cnbc-e’nin bir başka sevilen dizisi “My Names Is Earl”, “Hakkını Helal Et” adıyla Türkçeleştirilip dini bir dizi formatına çevrildi. Orijinalinde sit-com olarak çekilen dizi, STV’de daha çok dini mesajlar içeriyor.




11 Mart 2008 Salı

Google'ın Başarı Sırları


"Googol", 1'i 100 tane 0'ın izlediği matematiksel bir terim.

Bu terim, Google'ın büyüklüğünü, pazarlardaki etkin gücünü ve pazarlamasının oluşturduğu dinamiği temsil ediyor.

Google'ın basit bir vizyonu var; "mükemmel arma motoru" olmak ya da Larry Page'in dile getirdiği gibi: "ne demek istediğinizi tam olarak anlamak ve istediğiniz şeyi size tam olarak vermek".


Şimdi 9 milyar sayfa arasında arama yapan Google, dünyanın en önde gelen arama motoru olarak yerini her geçen gün sağlamlaştırıyor.


Google, "on şey" üzerine kurulu felsefesine bağlı kalarak, karmaşık bir dünyada gücünü koruyor. "on şey", doğru yönde ilerlemelerini sağlayan güçlü bir kılavuz niteliğinde.

On Şey (Google.com)

1. Müşteriye odaklanın; diğer her şey arkasından gelecektir. Birçok şirket kendileri için müşterilerinin öncelikli olduğunu iddia etse de çok azı hissedar değerini arttıracak küçük özverilerde bulunmanın çekiciliğine karşı koyabiliyor.

2.En doğrusu bir şeyi gerçekten, ama gerçekten çok iyi yapmaktır. Google'ın işi, arama. Bütün ekibimiz kendini mükemmel bir arama motoru oluşturmaya adamış durumda.

3. Hızlı olması yavaş olmasından daha iyidir. Google anında memnun etmeye inanır. Yanıtlara ulaşmak istiyorsunuz ve bunu hemen istiyorsunuz. Biz kim oluyoruz ki itiraz edelim?

4. İnternette demokrasi işe yarıyor. Google işe yarıyor, çünkü başka hangi sitelerin değerli içerik sunduğunu belirlemek konusunda internet sitelerini ziyaret eden on milyonlarca bireye güveniyor.

5. Bir yanıta gereksinim duymak için çalışma masanızda oturuyor olmanız gerekmiyor. PDA, mobil telefonlar ya da arabalar yoluyla... dünya giderek daha mobil hale geliyor ve sabit bir yerle sınırlanma isteğinden uzaklaşıyor.


6. Kötülük yapmadan da para kazanabilirsiniz. Google bir işletmedir. Gelir kaynağımız şirketlere sunduğumuz arama teknolojisi ve reklam satışlarıdır.

7. Oralarda bir yerde her zaman daha fazla bilgi var. Diğer arama hizmetlerinden daha fazla sayıda sayfa dizinledikten sonra, görseller ya da PDF dosylaları gibi doğrudan erişime hazır olmayan bilgilere odaklandık.

8. Bilgi gereksinimi bütün sınırları aşar. Google tüm dünyada bilgiye erişimi kolaylaştırıyor. Arayüz yaklaşık 100 dile uyarlanabiliyor.

9. Üzerinizde takım elbise olmadan da ciddi olabilirsiniz. Kurucularımız arama dışında hiçbir konuda ciddi olmayan bir şirket oluşturmak istedi. İş, zorlayıcı ve eğlenceli olmalıydı.

10. Müthiş yeterince iyi değildir. Her zaman beklenenden fazlasını verin. Yenilik ve tekrar yoluyla, iyi işe yarayan bir şeyi alıyor ve onu beklenmedik bir şekilde geliştiriyoruz.