29 Kasım 2007 Perşembe

Facebook Türkiye'de İlk Marka Uygulaması

Facebook Türkiye'de ilk marka uygulaması Fortis Türkiye Kupası heyecanı yeşil sahalardan sonra sanal ortamda da devam ediyor. Fortis Türkiye Kupası Tahmin Oyunu ile futbolun neşesi ve eğlencesi Facebook'a taşınıyor.

Günden güne artan kullanıcı sayısı ile son dönemin en popüler sanal buluşma ortamlarından biri olan Facebook'ta, Türkiye'nin ilk marka uygulamasını Fortis yaptı. Facebook için özel olarak geliştirilen Fortis Türkiye Kupası Tahmin Oyunu’na, ilk üç günde 4.500'ün üzerinde kullanıcı katıldı.

Facebook'ta grup maçlarının hemen öncesinde hayata geçirilen uygulama ile, kullanıcılar fikstüre uygun olarak maçlar için skor tahmin yapabiliyor. Buna göre her maç haftası sonunda skor tahminlerini en iyi yapanlar sıralanacak.

Türkiye’nin interaktif teknoloji ve pazarlama sektörünün lider oyuncusu MagiClick Digital Solutions tarafından Fortis için gerçekleştirilen uygulama, Facebook'ta Türkiye'de bir marka tarafından yapılan ilk uygulama olma özelliğini taşıyor.
(Mediacat )
Uygulamayı incelemek için: http://apps.facebook.com/fortistk/

27 Kasım 2007 Salı

Internetin Kıyameti

Her zaman her yerde video çekip, dizileri televizyondan hemen kaydedip, youtube ortamına yüklersek; sabahtan akşama kadar anlamlı sayıda dizileri ve filmleri paylaşım programlarına yükler veya programlardan indirirsek olacağı buydu...

Nemertes araştırma şirketinin raporuna göre internet altyapısı 2010 yılında tamamen çökecek. Çöküşe neden olarak ise internet üzerinde giderek yaygınlaşan değiş tokuş (Peer to Peer) sitelerinin sayısında yaşanan patlama gösteriliyor.

İncelemeye göre, dünya üzerinde milyonlarca bilgisayar 365 gün 24 saat sürekli müzik, film ve video gibi büyük ölçekli dosyalar indiriyor. Bu da internet trafiği üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Araştırmalar, sanal dünyada dolaşan verilerin yüzde 25'inin paylaşım siteleri tarafından gerçekleştirildiğine işaret ediyor.

YouTube'un bu yolla daha şimdiden küresel internet kapasitesinin yüzde 10'unu kullandığı belirtiliyor. Uzmanlar internet servis sağlayıcılarının kullanıcılarına daha ucuza ve daha yüksek hızda internet servisi sağlamalarının, bu trendin daha da yaygın hale gelmesine neden olduğunu belirtiyor.

İnternet altyapısının artan trafiği kaldırabilmesi için 130 milyar dolarlık yatırımın yapılması gerektiği belirtiliyor. Bu yatırımların 60 milyar dolarlık kısmının acil olarak, internet trafiğinin büyük oranda idare edildiği ABD internet altyapısında gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Camscore'un araştırmasına göre, artan paylaşım siteleriyle özellikle ABD'li kullanıcıların video indirim miktarı hızla artıyor. Araştırmada ABD'li internet kullanıcılarının yüzde 75'inin ayda ortalama 160 dakika video indirmek için internette kaldığı belirtiliyor.

Aylık indirilen video miktarının ise 8.5 milyar adedi geride bıraktığı vurgulanıyor. Uzmanlar dünyada indirilen toplam video miktarının ise 12 milyar adedi geçtiğini ifade ediyor.

Ancak internet ile ilgili kötü haberler yalnız bununla da sınırlı değil. Gelen bilgilere 130 milyar dolar olarak öngörülen altyapı yatırımlarının mevcut talebin artışını karşılamaya yönelik olduğu belirtiliyor. Gelecekte çok daha güçlü altyapı gerektiren kullanımların devreye girmesi halinde bugün yapılması planlanan 130 milyar dolarlık yatırımların da yetersiz kalacağı ifade ediliyor.

Tabiki bu haber bizim bir kulağımızdan gireceeeek diğerinden çıkacak...

y=f(yuce) | Yüce Zerey

Herşey Dahil! Facebook Dosyası


26 Kasım 2007 Pazartesi

İletişebilmek için Son Çırpınışlar: Zero Email Friday


İnsanların yaşamında ciddi değişiklikler gerçekleştiren en önemli icatların başında gelen internet sayesinde gerçek ile gerçek dışı arasında gidip gelen araf bir nesil olduk.

Hayatta karşılaştıklarımızın, yaptıklarımızın hangileri sanal, hangileri reel aleme ait bilemiyoruz. Sanal alemde arkadaşlık ediniyoruz, iletişim kuruyoruz, ama bunun reel olarak insan ilişkilerini oluşturma, sürdürme, ve geliştirme sürecinde temel teşkil ettiği sanallığına kapılıyoruz.

Yaptıklarımız sanal ve suni iken, düşüncelerimiz gayet reel.

Bize bu kültürü pompalıyan Amerika da bu sunilikten ciddi bir şekilde rahatsız olmuş olacak ki, Cuma günleri Silikon vadisinde İnternet İletişimi Orucu tutuluyor. Silikon vadisinin birçok çalışanı , Cuma günleri e-mail, MSN vb. internet iletişimini kullanmıyor.

Amerika da internet üzerinden haberleşmenin, insani ilişkileri erozyona uğrattığını savunmaya başladı ve "e-mailsiz Cuma" geleneğini başlattılar.

Hızla yayılan bu gelenekle birlikte, özellikle bilgisayar ve teknoloji firmalarının yoğunlaştığı Silikon Vadisi'nde her geçen hafta daha fazla şirket çalışanı, Cuma günleri e-mail, MSN vb. internet iletişimini kullanmıyor.

Intel firmasının 150 çip mühendisinin ortaklaşa başlattığı "Zero E-mail Friday (Sıfır e-mail Cuması)" geleneğinde, Cuma günleri tüm görüşmeler, telefonla ya da yüz yüze yapılıyor.

US Celluar şirketi ile Georgia eyaletindeki PBD şirketi de, Cuma günleri şirket içi görüşmelerin telefonla ya da yüz yüze yapılmasını istiyor.

"E-mailsiz Cuma" geleneğini başlatan PBD Yönetim Kurulu Başkanı Scott Dockter, "Aynı ofiste çalışıp da hiç konuşmayan insanlara hayret ediyorum." diye konuşuyor. Dockter, yüz yüze ya da telefonla görüşmenin daha sağlıklı iletişime ve fikir paylaşımına imkan verdiğine dikkat çekiyor.

Bilgisayar teknolojisi alanında internet blogları ile dikkat çeken Jeff Nolan, Michael Arrington, Vanessa Fox gibi birçok isim ise, Cuma günleri aldıkları tüm e-mailleri okumadan siliyor.

İnternet iletişimi konusunda araştırmalar yapan IDC firmasının verilerine göre dünya üzerinde her gün 39,7 milyar e-mail gönderiliyor. Ayrıca her gün 17,1 milyar otomatik abone uyarı e-maili ve 40,5 milyar da "spam" adı verilen çöp e-mail, internet kullanıcılarının elektronik posta kutularına düşüyor.

IDC verilerine göre "beyaz yakalı" olarak adlandırılan ofis işçileri, kişi başı günde ortalama 140 e-mail alıyor. Günlük e-mail yükü altında bulunan çok sayıda kişi, Cuma günü geleneğine katılarak, "e-mail iflası" ilan ediyor.

E-mail iflası, kişinin posta kutusundaki tüm birikmiş e-mailleri silerek yeni bir başlangıç yapmasını ifade etmek için kullanılan bir terim.
Adres kutusundaki tüm isimlere 3 hafta önce iflas ilanını gönderen internet sitesi tasarımcısı Edward O'Connor, "Çoğu zaman nerden başlayacağımı bile bilmiyorum. Hepsine cevap vermem gereken 750 e-mail vardı ve bunun altından kalkmam mümkün değildi." diye anlatıyor tecrübesini.

E-MAİL İLETİŞİMİNİN DE KÜLTÜRÜ VAR

İnternet iletişimi araştırma şirketi IDC birim şefi Marsha Egan, işi başından aşkın e-mail kullanıcılarının bile, biraz dikkatle, adres kutularını kontrol altında ve temiz tutabileceklerini kaydediyor. Egan'ın verdiği bazı ipuçları şöyle;

- Hoşlanmadığınız işlerden kaçınmak için e-maillerinizle meşgul olmayın.

- Sıklıkla adres kutunuzu kontrol etmeyin.

Egan, her e-mail okumadan sonra yeniden işe konsantre olmanın asgari 4 dakika sürdüğüne dikkat çekiyor.

Cuma günleri e-mail iletişimini yasaklayan şirketlerden US Celluar şirketi baş operatörü Jay Ellison, 7 bin çalışanlarının her birinin günde ortalama 1,5 saatini e-mail adres kutularından geçirdiklerini kaydederek, "Cuma günleri, müşterilerimizin ya da işleriyle ilgili sorunları çözmek için ekstradan 1,5 saatleri daha oluyor" şeklinde anlatıyor bu yaklaşımı.

Ne diyelim darısı bizim gibi facebook ortamlarında saatlerini harcayan milletin başına...

y=f(yuce) | Yüce Zerey



Güvenli Facebook için..


Facebook hakkında TÜBİTAK adına araştırma yapan Emre Mineoğlu, sonuçları TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik dergisinde anlattı:

"BAŞKASI SÖYLESE PARANOYA NEDENİ: İstihbarat örgütlerinde size ait bir dosyanın bulunduğunu söylemiş olsalardı... Ve o dosyada birçok resminizle beraber hangi okullara gittiğiniz, hangi işlerde çalıştığınız ve çalışmakta olduğunuz, kimlerle arkadaşlık ettiğiniz, nerelere gittiğiniz, resimlerle belgelenmiş olsaydı... Panikle ne yapacağınızı şaşıracağınıza kuşku yok. Ancak şu anda internetin sunduğu nimetlerin sonuncusu olan

Facebook adlı sitede, kendi rızasıyla yapan yaklaşık 48 milyon kişi var.

1 MİLYON TÜRK KULLANICI VAR: Facebook bize gösteriyor ki; toplumsal anlamda aidiyet ve gizlilik olguları yeniden tanımlanıyor. İnternette yaşanan hızlı gelişmeler, toplumsal değişim ve dönüşümün gelecekte nasıl yaşanacağı hakkında ipuçları verir nitelikte. Facebook, aynı zamanda sosyal bilimciler için de devasa bir laboratuvar. 1 milyon Türk kullanıcı sayısıyla ülkemizde de çok ciddi bir kullanıcı potansiyeli oluşturuyor.

Dikkat! Arkadaşınızı da yakmayın!

TÜRKİYE Bilişim Derneği (TBD) Yönetim Kurulu Üyesi avukat Mehmet Ali Köksal, Bilim ve Teknik dergisinin yayımladığı haber sonrası merak edilen konuları aydınlattı:

BİR ANDA SORGUYA: İnsan ilişkilerinde kimin kiminle nereden tanışık olduğu istihbarat birimlerinin en çok merak ettiği konulardan. Kullanıcılar, facebook sayesinde bu ilişkileri herkese açıyor. Yıllardır görüşemediğimiz arkadaşlarımızı bu sistem sayesinde bulmak güzel. Fakat o kişinin hatası ya da sevabı yüzünden sorgulanmak, ilginiz olmayan olaylara resmi makamlar ya da basın karşısında adınızın karışması güzel olmasa gerek.

TİCARİ BİLGİLER, BÜYÜK ŞİRKETLERDE: Bu bilgilerin pazarlayacağından bahsediliyor. Verilen bilgiler kullanıcıya reklam olarak dönecek.

KOŞULLARINI KABUL EDİYORSUNUZ: Maalesef tüm uyarılara rağmen TBMM’den kişisel bilgilerin korunması ve gizliliği konusuda beklenen tasarı çalışması tamamlanıp yasalaşmadı. Ayrıca hâlâ Türk Ceza Kanunu’nun 135’inci maddesinde kişisel verilerin kaydedilmesine ilişkin bir düzenleme var. Ancak bu düzenleme yeterli değil. facebook olayına da uygulanması mümkün değil. Çünkü, siteye girebilmek için facebook’un anlaşmasını kabul etmeniz gerekiyor.

Kredi kartı numaranızı küçük hileyle kapabilirler

BİLİŞİM suçları konusunda çalışmalar yapan Başkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Çığır İlbaş, facebook’un nasıl güvenli kullanılacağını özetledi:

GÜVENLİK ayarlarının (privacy) kullanıcı tarafından değiştirilmemesi durumunda, her türlü bilginizi başkaları görüyor. Bilgiler arasında e- posta, işyeri bilgileri, doğum tarihi, politik görüş ve kadınların kızlık soyadı da bulunuyor.

AYARLARI gizliliği yapılandırılmış olsa da, phishing (sahte e-postalarla kredi kartı numarası sorarak dolandırma yöntemi) saldırıları olabilir...

KULLANICI hesabıyla ilgili bildirimler e-posta’yla yapılıyor. facebook’un ana sayfasının kopyasının yapılması yöntemiyle e-postadan açılan linkle girilen kullanıcı adı ve şifre bilgileri 3’üncü şahısların eline geçebiliyor. Linkler yerine her zaman ana sayfadan giriş yapmayı tercih edin.

Özel mesaj atmayı tercih edin

Güvenlik için mutlaka yapmanız gerekenler şöyle:

  • GÜVENLİK ayarlarını kimsenin göremeyeceği şekilde yapın.
  • DUVAR yazıları yerine özel mesajlar gönderin.
  • GÜVENLİK ayarları doğru yapılandırılmış olsa da kişisel kritik bilgilerin sayfaya eklenmemesine dikkat edin.
  • MİNİ feed ve news feed’te, bilgi ve durum değişikliğinin görüntülenmemesi için gerekli ayarları yapın.BAŞKALARININ sizin ne kadar facebook’u kullandığınızı görmesini istemiyorsanız, mutlaka ‘News feed and mini feed’e girip ‘show times in my mini feed’ seçeneğini iptal edin."

Alternatif bir seçenek olarak tüm bunlarla uğraşmadan hesabınızı silin gitsin...

y=f(yuce) | Yüce Zerey

20 Kasım 2007 Salı

Facebook Evliliği

İşte ciddi bir şekilde haber olması gereken bir husus!? ve basınımızın Facebook'u ne hale getirdiğinin kanıtı...

"
Athena grubunun solisti Gökhan Özoğuz, facebook adlı internet sitesindeki sayfasında Zeynep Çavuşoğlu'yla evli olduğunu ilan etti.

Özoğuz, sayfasına "Married to Zeynep Çavuşoğlu" (Zeynep Çavuşoğlu ile evli) yazdı.

Bir ayağı İstanbul'da

Türkçe punk ve ska müziğin sevilen grubu Athena'nın solisti Gökhan Özoğuz uzun süredir Londra'da yaşıyor, eğitimine ve müzik çalışmalarına orada devam ediyor. Ancak Özoğuz, son zamanlarda Londra-İstanbul arasında mekik dokumaya başladı. Bu seyahatlerin nedeni ise aşk... Özoğuz, ÇBS boyalarının sahibinin kızı Zeynep Çavuşoğlu ile aşk yaşıyor.

İkisi de "evli" yazdı

İşin asıl ilginç yanı, Gökhan Özoğuz'un facebook adlı internet sitesindeki sayfasında evli olduğunu yazması. Çavuşoğlu'nu görmek için ayda iki kez İstanbul'a gelen ünlü şarkıcı, sayfadaki medeni halini evli olarak düzeltti ve kiminle evli olduğu kısmına Zeynep Çavuşoğlu'nun adını yazdı. Aynı şekilde Çavuşoğlu'nun sayfasında da "Gökhan Özoğuz'la evli" yazıyor.


14/11/2007 Tarihli Hürriyet Gazetesinden alıntıdır."

Facebook Bağımlıları için: The Facebook Limiter

Facebook bağımlılığından şikayetçi olan kullanıcılar için girişimciler boş durmamış ve The Facebook Limiter'ı piyasaya sürmüşler.

Kullanıcılar siteye giriş yaparken, The Facebook Limiter ile ne kadar sitede kalacaklarını ayarlıyorlar ve süre başlıyor!

Peki süre dolduğunda hala sitede isek ne oluyor?

İzleyelim, görelim...

Facebook Bağımlılığı

Facebook'un, kullanıcılarını nasıl bağımlı hale getirdiğini ve bağımlılık sürecinin sonunda ne olduğunu anlatan bir grup Kanadalı öğrenci tarafından hazırlanmış bir video...


16 Kasım 2007 Cuma

Dahili Markalamada Microsoft Yaklaşımı


Şirketlerdeki değişim yönetimi süreçlerinde, yapısal değişikliklerin öncesinde dahili markalama (internal branding) yaklaşımının etkin kullanımı şirketleri birçok dertten kurtarıyor ve kurumiçi iletişime ciddi bir katma değer sağlıyor.

Microsoft, Windows işletim sisteminin son versiyonu olan Vista'yı piyasa çıkarmadan önce ilk versiyonlarını çalışanlarına dağıttı. Kullanmaları yönünde onları teşvik etti ve akabinde de Microsoft ve Vista ile ilgili dahili farkındalık düzeyini arttırdı.

Ürünleri kendi bünyesinde dağıtırken özel bir limonlu soda kutusu tasarladılar ve çalışanlarına hediye ettiler. Dolayısıyla bu farkındalığın sürekliliğini sağladılar.

Microsoft, Vista'da çok çok beklediği başarıyı bulamadı, ancak Vista ile ilgili dahili markalama uygulamasında başarılı gözüküyor.

y=f(yuce) | Yüce Zerey

15 Kasım 2007 Perşembe

Reklamcılar Tahtaya


Hem sektör çalışanlarının hem de üniversite öğrencilerinin ilgiyle takip ettiği “Reklamcılar Tahtaya” eğitim semineri 17 Kasım 2007 Cumartesi günü “Pazarlama” konulu gündemiyle İTÜ Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda yapılacak…

Yıllardır, ünlü reklamcılar, sektör takipçileri, çalışanlar ve öğrenciler için bir buluşma noktası haline gelen etkinlikte, bu sefer de çok önemli isimler tahtanın başına geçiyor…

17 Kasım günü Maçka’daki ilk zil Acıbadem Sağlık Grubu Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Neslihan Aksu’nun “Sağlıklı İletişim” başlıklı dersi için çalacak.
Ardından Marka Danışmanı Güven Borça “Başka Akmerkez Yok” başlığıyla marka ve markalama üzerine birikimlerini paylaşacak.

Verilecek bir saatlik öğle teneffüsünün ardından bu kez katılımcılar, Doğan Gazetecilik Reklam Grup Başkanı Vicky Habif’in “Gazeteler nereye koşuyor?” başlıklı dersi için tekrar buluşacaklar.

Öğleden sonraki ikinci ders, Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Haluk Gürgen’in olacak. Gürgen dersini “Kurumsal itibar ve marka” konusuna ayırıyor.

Günün beşinci ve son dersindeyse Samsun Şehri Marka İletişim Koordinatörü Mustafa Çakır “Şehir markalaşması” üzerine deneyimlerini paylaşacak.

Dört ayrı bölümden oluşan “IAA Reklamcılar Tahtaya Eğitim Seminerleri”nde öğrencilere her ders günü için bir katılım belgesi verilmekte, bir eğitim yılında 4 kez yapılan bu seminerlerin tümüne katılanlara ise “Katılım Sertifikası” sunulmaktadır.

Daha Fazla Bilgi için IAA Türkiye Bölümü Sekreterliğini (0212) 325 37 88 numaralı telefondan arayabilir ya da, www.iaaturkey.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

IAA Turkey üyesi olarak kaçırmayın derim:)

y=f(yuce) | yucezerey

14 Kasım 2007 Çarşamba

Facebook Sayesinde Belaya Bulaşmanın Yolları


Yabancı MySpace ve Facebook gibi internet sitelerinin, bu sitelere üye olan kullanıcıların kişisel güvenlikleri açısından risk doğurduğu bildirildi. İşte o riskler...

İngiltere'de "Get safe online" kampanyası için yapılan bir hükümet araştırmasında, İngiltere'de bu sitelerin üyesi olan 10.8 milyon kişiden dörtte birinin "profillerinde" doğum tarihleri veya iletişim adresleri gibi önemli bilgilerini açıkladıkları belirtildi.

Araştırmada, 18-24 yaşlarındaki kullanıcıların yüzde 34'ünün verdiği bilgilerin, suç işlemek amacıyla kullanılmaya elverişli olduğu ortaya çıktı.

Araştırma, bu sitelere üye olanların yüzde 15'inin kişisel bilgilerini gizlemek için hiçbir imkanı kullanmadıkları, yüzde 24'ünün ise tüm sitelerde aynı şifreyi kullandığını ortaya koydu.

Bu kampanyayı yöneten Tony Neate, bu bilgilerden bazılarının zararsız olsa bile, suçlular ve her türlü dolandırıcılık için zengin bir materyal sağladığını kaydederek, "Doğum tarihiniz ve yaşadığınız yer, birinin isminize banka kartı alması için yeterlidir. İnsanların büyük çoğunluğu bu bilgileri gerçek yaşamda tanımadıkları birine vermeyecek olmalarına karşın, bu bilgileri, herkesin görebileceği internet ortamında rahatlıkla gösteriyorlar" dedi.

Bu internet sitelerini kullananların yüzde 29'luk kesimin eski sevgilileriyle ilgili bilgi edinmek için arama verdikleri, bu oranın 25-34 yaş arasındaki insanlarda yüzde 39'a kadar çıktığı ifade edilirken, üçte birlik bir kesimin, patronları, iş arkadaşları veya iş başvurusu yapanlar hakkında bilgi edinmek amacıyla arama verdikleri belirtildi.

Araştırmalar, veriler ne söylerse söylesin Facebook çılgınlığı hızlıca devam ediyor. Yavaş yavaş firmalarda Facebook'tan nasıl faydalanabileceklerini öğrendikçe yayılım artıyor.

y=f(yuce) | yucezerey

12 Kasım 2007 Pazartesi

Parazırlama Hataları: General Motors

Parazırlama dünyasında yapılan hatalar ile ilgili genel bir giriş yapmıştık. Şimdi ise genel olarak ifade ettiğimiz parazırlama hatalarının ayaklarını yere bastırma zamanı geldi.

Otomotiv sektörünün tarihini belirleyen ve sektörde akla gelen ilk firmalardan biri olan General Motors (GM), kendisini başarıya götüren herşeyi unutunca parazırlama hataları kendisine çok pahalıya mal oldu.

William Durant tarafından 1904'te kurulan GM'nin ilk önceliği bir sürü imalatçıyla dolu olan otomativ sektöründe birkaç tane şirket satın almaktı.

Durant, 1910 itibariyle Oldsmobile, Buick, ve Cadillac da dahil olmak üzere 17 otomotiv şirketi satın aldı. 1918'de ise Amerika'da Ford'un tahtını alacak olan Chevrolet'in sahibiydi. Aynı yılda GM'nin efsanevi yöneticisi Alfred Sloan başkan yardımcısı oldu.

Sloan geldiğinde, araba markalarının pek çoğu için hiçbir metodoloji olmayan "mantıkdışı bir ürün gamı" devralmıştı. GM'nin o yıllardaki (1921) ürünlerine ve fiyatlarına bakacak olursak Sloan'a hak vermemek elde değil.


Chevrolet 795 - 2075 $
Oakland 1395 - 2065 $
Oldsmobile 1445 - 3300 $
Scripps Booth 1545 - 2295 $
Sheridan 1685 $
Buick 1795 - 3295$
Cadillac 3790 - 5690 $

Durumun daha çarpıcı yanı Buick ve Cadillac hariç ürün gamındaki bütün arabalar para kaybediyordu. Sloan'ın vardığı ilk sonuç çok fazla modelin çok fazla kendini tekrarladığı yönündeydi. Sloan'a göre ihtiyaçları olan şey, bugün çoklu marka stratejisi adı verilen bir ürün politikasıydı. Sonuç olarak Sloan ürün listesini aşağıdaki gibi belirledi.


Chevrolet 450 - 600 $
Pointiac 600 - 900 $
Buick 900 - 1700$
Oldsmobile 1700 - 2500 $
Cadillac 2500 - 3500 $

Sloan'ın yaptığı bu ürün listesi ile ilk pazar segmentasyonunu yapıyordu.

Marka ve parazırlamaya çok önem veren Sloan sayesinde beş farklı ve güçlü marka ortaya çıktı. Bu beş marka sayesinde GM'nin pazar payı 57 %'lere çıktı.

Pazardaki hakimiyetlerinden dolayı, oyun biçim değiştirerek daha fazla ve çok araç yapmak yerine nispeten durağan satış rakamlarından daha fazla kazanmak halini aldı. 1958'de de bir finansçı olan Frederic G.Donner hem CEO hem de yönetim kurulu başkanı oldu. Bu başkanlıkla GM'de finansçıların ve finans politikalalarının ağırlıkta olduğu bir dönem başlıyordu. Yeni dönemin en dramatik sonucu "marka mühendisliği" (Badge Engineering) kavramıydı. Yöntem, tektiplik yoluyla karı arttırmanın bir yoluydu. Farklı markalar, yavaş yavaş hem araç içinde hem de araç dışında kendine özgün bireysel özelliklerini kaybettiler. Bu tektiplik kısa vadede biraz para kazandırdı ancak, Sloan'ın binbir uğraşla oluşturduğu marka farklılıklarını yok etti. GM çoklu marka stratejisinden benzer marka stratejisine geçti.

1980lerin sonlarına geldiğimizde GM'in ürün fiyatları aşağıdaki gibiydi:


Saturn 10570 - 21360 $
Chevrolet 13995 - 45705 $
Pontiac 16295 - 32415 $
Oldsmobile 18620 - 35314 $
Buick 26095 - 37490 $
Cadillac 31305 - 48045 $

Ürün fiyatları incelendiğinde, GM adeta 1921'e geri dönmüştü. Herşey yine karmakarışıktı. ABD pazar payı, %57 den %28'e düştü.

GM kendini başarıya götüren herşeyi unuttu. Herşey dönüp dolaşıp Sloan'ın 80 yıl önce karşılaştığıyla aynı duruma geliyor.

GM 'in başarısı arttıkça üst düzey yöneticiler piyasada istedikleri gibi at koşturacaklarını zannettiler. İnsanların herşeye rağmen kendi markalarını alacağını düşündüler ancak bu konuda ciddi bir yanılgıya düştüler.

Chevrolet çok başarılı bir ekonomik aile arabasıyken, ona pahalı bir spor araba, kamyonet ve herşey arabası olarak ürün genişletilmesi kendisinin marka değerini ve algısını düşürdü. Dolayısıyla, Toyota'nın bir numara olduğu en populer araba sıralamasında şu anda dördüncü sırada.

Buick ve Oldsmobile pazarın üst kesimine hitap eden çok başarılı arabalardı. Bu nedenle yöneticiler insanların bu arabaların ucuz versiyonlarına bayılacaklarını düşündüler. Bu konuda haklıydılar ama fiyatları düşürmenin bu markalardan birine sahip olmanın verdiği prestiji azaltacağını akıllarına getirmediler.

GM'in günümüzdeki tüm markaları

Aktif Kuzey Amerika Markaları

* Buick

* Cadillac

* Chevrolet

* GMC

* Hummer

* Pontiac

* Saturn

Aktif Denizaşırı Ülke Markaları

* Holden

* Opel

* Saab

* Vauxhall

* Daewoo



Sonunda ne oldu? Günümüzde otomobil pazarının büyük bir kısmı Almanların ve Japonların elinde, GM ise dışarıdan ne olup bittiğini izliyor. Bize de, GM'in yaptığı parazırlama hatalarını iyi anlamak, ve benzeri hataları yapmamak düşüyor.

y=f(yuce) | yucezerey

Kaynaklar
  1. General Motors Company Profile. Retrieved on Oct 2, 2007.
  2. General Motors Corporation Annual Report
  3. Maynard, Micheline. The End of Detroit: How the Big Three Lost Their Grip on the American Car Market (2003)
  4. Trout, Jack. Big Brands Big Trouble (2001)

6 Kasım 2007 Salı

Facebook: Federal Human Data Mining Program

Facebook'ta yer alan kullanıcı bilgileri kimlere, ne amaçla hizmet ediyor?
Facebook'un kurulumu için Mark'a destek olanlar kim? Neden destek oldular?
Destek olanların arkasında kimler ve hangi kuruluşlar var?
Tüm bu soruların cevaplarını bulabileceğiniz bir video...

İlginizi çekeceğini düşünüyorum.

y=f(yuce) | yucezerey

5 Kasım 2007 Pazartesi

Facebook ile Yüz Yüze

Facebook: sanal sosyal alemlerin popüler ve vazgeçilmez prensi!

Kurucusu tarafından, ziyaretçilerin birbirleri ile iletişim kurabildikleri, bilgi paylaşımında bulunabildikleri ve eski arkadaşlarını bulabildikleri bir site olarak tanımlanıyor. Evet, gerçekten eski arkadaşlarınızı da arada bulup seviniyorsunuz ama aradan geçen onca yıl sizde eski üç beş anıdan başka iz bırakmadığı için alınan tadın ömrü pek de uzun sürmüyor. Ve arkadaş listeniz başlıyor büyümeye. Modern dünyanın genel hastalıklarından biri olan hızlı tüketim burada da karşımıza çıkıyor. Kısa küçük, mutluluklar, hızlı tüketilen özellikler... Facebook gibi modern web 2.0 oyuncakları algımızın devasa tüketim hızını ne kadar zinde tutabilirlerse o kadar kalıcı ve başarılı oluyorlar. Peki nereden çıktı bu Facebook?

Tarih Yapraklarında Facebook


Facebook, 4 Şubat 2004 yılında Harvard College öğrencilerinden Mark Zuckerberg ve arkadaşları tarafından kuruluyor. Mark Zuckerber’in ilk projesi okulda aynı dersleri alan öğrencilerin listelendiği bir site olan Coursematch. Akabinde ise, ‘Hot or Not‘ tarzı bir site olan Facemash.com. Ancak bu sitenin daha işlevsel olabilmesi için Hacker’lık yapıyor. Öğrenci resimlerini (öğrencilerden izinsiz) alabilmek için Harvard’ın bilgisayar sistemine bir şekilde giriyor ve bu resimleri sitede kullanıyor. Kısa süre sonra durumu fark eden okul yönetimi Mark’ın internet bağlantısını kesiyor, disipline havale ediyor. Mark’ı bunlar da yıldırmıyor ve Facebook’u kuruyor.

Facebook, önceleri sadece Harvard College öğrencileri arasında bir ağ iken, sonrasında iki ay içerisinde sırasıyla; Boston College, Boston University, Northeastern University, Tufts University, Rochester, Stanford, NYU, Northwestern üniversitelerinde de yayılıyor. Takip eden süreçte liseler ve 11 Eylül 2006′dan itibaren de email’i olan herkes bir profil sahibi olabiliyor. Peki bugün itibariyle Facebook bizim için ne ifade ediyor?

Facebook ve Rakamsal Gerçekler

• Palo Alto, California (merkez) ve New York ofislerinde 300′den fazla çalışanı bulunuyor,

• Facebook gelirlerini banner ve sponsor linklerden gelen reklamlar oluşturuyor. Nisan 2006 itibariyle reklam gelirlerinin haftalık tutarının 1.5 milyon dolar olduğu ifade ediliyor.

• 2007 sonu itibariyle 60 milyon kullanıcısı bulunuyor. 60 milyon kullanıcının 44 milyonu aktif kullanıcılar. Bu aktif kullanıcıların yarısı günlük olarak siteyi ziyaret ediyorlar.

• Ocak 2007′den beri her gün 200 bin yeni üye alıyorlar. Dolayısıyla Facebook her hafta %3 büyüyor!

• 25 yaş üstü profilin en hızlı büyüdüğü sitede insanlar her gün ortalama 20 dakika (dünya ortalaması, Türkiye’de bu süre çok daha uzun) vakit geçiriyolar.

• Üyeler siteye günde 8.5 milyon fotoğraf yüklüyorlar. Facebook’un platformunda bulunan fotoğraf sayısı şimdiden fotoğraf paylaşım sitesi olan Flickr’ı geçti.

• Eylül 2006’dan 2007’ye kadar, en çok ziyaret alan siteler sıralamasında 60. sıradan 7. sıraya yükseliyor.

• TechCrucbh'a göre desteklenen ve grubu olan okulların öğrencilerinin %85'i bu ağlar içinde yer alıyor.

• Kullanıcıların %85'i en az haftada bir %95'i ise en az ayda bir çevrimiçi (login) oluyorlar.

• Facebook üniversite öğrencileri arasında en popüler şeyler arasında ipod olayından sonra ikinci sırada yer almaktadır

• Uluslarası yaş dağılımına baktığımızda

• Kullanıcıları geçtiğimiz seneye göre yaşlanıyor.


Kaynak: Nielsen // Net Ratings

Facebook platformunda yer alan üye sayısını ve üyelerin profillerindeki bilgileri düşündüğümüzde Facebook’un şirketler için (özellikle CRM Müşteri İlişkileri Yönetimi için) bulunmaz bir nimet olduğunu söyleyebiliriz.

Mark’ın vizyonunun stratejik önemini çok erken zamanlarda kavramış şirketler yok değil. Mark, Peter Thiel’dan siteyi kurarken 500 bin dolar alıyor. Birkaç ay sonra ise Accel Partners 12.7 milyon dolar, sonrasında Greylock Partners ve Meritech Capital Partners 27.5 milyon dolar ile yönetime giriyorlar. Sonrasında Accel ve Thiel yatırımlarını daha da arttırıyor.

Yahoo’nun 1 milyar dolarlık satın alma teklifi verdiği dedikodusu halen sürerken, Facebook’un bugün tahmini değerinin 10 milyar dolar olduğu söyleniyor. Facebook, Microsoft ve Amazon gibi devlerle uygulamalar alanındaki işbirliği yapıyor. En geç iki yıla kadar da halka açılmaları gerçek olursa Facebook, Google’dan sonra internet sektörünün en büyük başarı hikayelerinden biri olmaya aday duruyor. Türkiye’de ise popülerliği gün geçtikçe artıyor. Popülerliğinin yanında bilgilerin güvenliği, zaman kaybı vs gibi faktörler de ciddi bir şekilde sorgulanıyor.

Facebook, farklı sitelerden bölük pörçük elde ettiğimiz paylaşım ve sosyalleşmenin tamamını tek yerden vermeye çalıştığı ve bunda da başarılı olduğu için şimdilik oldukça başarılı gözüküyor. Bekleyip, görelim, bakalım zaman neler getirecek?

y=f(yuce) | yucezerey

Kaynaklar:
  1. Facebook: The Newest Fad in Marketing (HTML). Thinkubator: Facebook, the latest fad in marketing. Retrieved on 2007-07-25.
  2. Accel Partners (2005-05-26). Accel Partners Invests in Thefacebook.com. Press release.
  3. Facebook Video Launches: YouTube Beware! May 24, 2007
  4. http://blog.facebook.com/blog.php?post=2535632130
  5. Who Founded Facebook? A New Claim Emerges (HTML). NY Times. Retrieved on 2007-09-02.
  6. http://www.facebook.com

2 Kasım 2007 Cuma

Ara Ara Belki de Bulursun!

Hayatımızın vazgeçilmez parçası olan Google platformunda daha derin dalışlar yapabilmek için gerekli donanımdan bahseden güzel bir sunum. Arıyorum, araştıyorum ve bundan keyif alıyorum diyenlere...

y=f(yuce) | yucezerey