30 Nisan 2008 Çarşamba

Pazarlama 2.0 Örnek Uygulama: Turkcell Süperlig

Türk Toplumu'nun en çok zaafı olan konularından biri olan futbolu, anlamlı kalıplarla pişirip iş hedeflerine uygun sahaya sürebilenler, hedef kitlelerinin gönüllerinde kolaylıkla taht
kurabiliyorlar.

Türkiye'de futbol motivinin dinamiklerine hakim bir firma olan Turkcell, sizin adınıza tezahürat yapan sanal bir tribün kampanyası ile hayli ilgi görüyor.

Kampanyaya dahil olmak için Turkcell Superlig websitesine giriyorsunuz. Karşınıza, okuduğunuz zaman kendinizi stada henüz girmiş, birazdan maçı izleyecek bir taraftar olduğunuzu hissettiren güzel bir metin karşılıyor.


Sitenin üst kısmında gözümüzün içine sokulmadan haraket eden bir zeplinin üzerinde "Goller Cepte" kampanyasının bağlantısına erişebiliyor ve kampanya hakkında bilgi alabiliyoruz. Yine sitenin sağ alt köşesinde kibar ve masumca duran "Turkcell Süperlig'ten Güncel Haberler" bağlantısı ile ligten günce haberlere yorumlara erişebiliyoruz.

"Başla" tuşuna tıkladıktan sonra, tezahürat seçim bölümüne geliyoruz. Tezahüratımızın hedef kitlesini (Aile, Sevgili, Arkadaş, İş Arkadaşı, Herkes) ve konusunu (Davet, Kutlama, Özel Durum, Özür, Sevgi Gösterisi, Sitem, Hepsi) belirliyorsunuz. İstediğiniz kişiye adına özel olarak hazırlanmış tezahüratı gönderiyorsunuz.

Tezahürat gibi kitlesel bir olgu da bile kişiselleştirebilme yeteneği ile desteklenmiş, başarılı bir fikir. Ancak uygulama açısından tezahürat yapan kitlenin (nam-ı diğer sizin tribününüzün) ciddi bir kesimi hayatında hiç maça gitmemiş gibi tezahürat yapıyor. Önde sağda yer alan bayanda, tezahüratlarda ciddi bir senkron sorunu var. Top sakallı arkadaş partide dans ediyor edasıyla tribünde...

İşin özü, bu tezahürat yapan kitlenin ne kadar maç ve tezahürat deneyimi olduğunu ortalama maça giden biri bile kolaylıkla anlar diye düşünüyorum. Böylesine güzel fikirleri uygularken insanların akıllarında bu tarz soru işaretleri bırakmamak gerektiğini düşünüyorum. Ancak ne olursa olsun, güzel fikir, güzel uygulama, güzel kampanya.

Inovasyon: Taş At! Kurbağa Ürksün!


Microsoft'un geçen AR-GE faaliyetlerine harcadığı para 7.4 milyar dolar (yıllık gelirinin %12.8'i) iken Apple'ın harcadığı miktar 844 milyon dolar (yıllık gelirinin %3.2'si). Apple'ın AR-GE için harcadığı miktar daha az olmasına rağmen, algı olarak ve yeni ürün hizmet çıktısı olarak, Microsoft'a oranla daha inovasyon odaklı bir firma olarak değerlendiriliyor.

İlk 50 de yer alan teknoloji şirketlerinin AR-GE harcamalarına bakıldığında, 2007 yılında yeni ürün ve hizmetler için yapmış oldukları AR-GE harcamaları toplam gelirlerinin ortalama olarak %9.7'sini oluşturuyor.

Wall Street Journal'a göre AR-GE'ye yapılan harcamalar ile inovasyon sayısı arasında ciddi bir korelasyon gözükmüyor.

Microsof'tan sonra AR-GE harcamaları konusunda

6.2 milyar dolar ile IBM,

5.8 milyar dolar ile Intel,

4.7 milyar dolar ile Cisco,

3.6 milyar dolar ile HP,

2.5 milyar dolar ile Oracle,

2.3 milyar dolar ile SAP,

2.1 milyar dolar ile Google,

1.9 milyar dolar ile Sun,

1.8 milyar dolar ile AMD geliyor.

AR-GE'ye anlamlı bütçeler ayırmak gerçekten önemli bir vizyon. Ancak daha önemlisi AR-GE'nin ve ayrılan bütçenin yönetim disiplini.

Doğru fikirlerin farklı paydaşlardan alınıp, doğru ve kriterleri tarif edilmiş süzme araçlarından geçip, doğru planlarla projelendirilip, doğru bir şekilde sahaya indirme stratejilerinin tarif edildiği bir AR-GE yapısında gerçekten attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değiyor.

29 Nisan 2008 Salı

Sosyal Medya'nın Yükselişi

Universal McCann, Sosyal Medya araçlarının (bloglar, sosyal ağlar, online video vb) genel medya düzleminde etkinliğini araştıran bir çalışma yapmış. Araştırma, geçtiğimiz Mart (2008) ayı içerisinde, dünya çapında 29 ülkede ve 17,000 internet kullanıcısı üzerinde gerçekleştirilmiş.

Araştırma sonucunda varılan nokta: "Sosyal Medya, özellikle bloglar, global medya tüketiminde klasik medya kanallarına göre çok daha önemli yerlere gelecek(ler)"

Aslında bu çok bilmediğimiz veya beklemediğimiz bir sonuç değil, ancak detayındaki çıktıları ve istatistikleri iyi okumak gerekiyor.



Farklı ortamlarda vurguladığım Sosyal Medya'nın global bir fenomen olduğu savı, bu araştırma ile destekleniyor. Araştırmaya göre, kişilerin kullanımı ile ilgili kültürel farklılıklar olsa da, Sosyal Medya'nın gerçekten global bir fenomen olduğu ifade ediliyor.

Facebook düzleminde bir Brazilyalı ile bir Türk çok farklı motivlerle haraket etmiyor. İçgörüleri, motivleri beklentileri gerçekten büyük benzerlikler taşıyor, ancak kültürel farklılıklar kullanım şekillerinde ortaya çıkıyor. Biz de diyoruz ki atalarımız boşuna dememiş "Her yiğidin farklı yoğurt yemesi farklıdır" diye. Evet her yiğit, yoğurdu farklı şekillerde yiyebilir. Ancak her yiğidin yoğurt yeme nedenleri ve yoğurt yedikten sonraki beklentileri birbirine benziyor.

Araştırma sonuçlarına göre, video clipler, bloglar, podcastler, sosyal ağlar ve RSS, online medyanın olmazsa olmaz araçları olarak gündeme geliyor.

- Katılımcıların %83'ü düzenli olarak video cliplerini seyrediyor.

- Katılımcıların %78'i düzenli olarak blog okuyor.

- Katılımcıların %57'si herhangi bir sosyal ağ üyesi.

- RSS kullanımı hızla büyüyor. Haziran 2007'den itibaren %15'ten %39' a çıkmış.

- Katılımcıların %48'i Podcastler aracılığı ile dijital içeriği dinlemeyi tercih ediyor.



Sosyal ağlar halen Sosyal Medya'nın temel gelişim motoru:

- Sosyal Ağ kullanıcılarının %22'si widget veya diğer uygulamaları kullanıyorlar.

- %55'i fotoğraf paylaşıyorlar.

- %22'si video paylaşıyorlar.

- %31'i bloga sahip.

- Dünyanın en büyük sosyal ağ platformu %32'lik payla MySpace iken, ikinci sırada %23 ile Facebook geliyor.

Blog konusunda önde gelen piyasalara baktığımızda, Çin'de internet kullanıcılarının %70'i blog yazıyor. Filipinlerde bu oran %66 iken Meksika'da ise bu oran yüzde %60 olarak görülüyor.

Sosyal ağlar konusunda önde gelen piyasaları baktığımızda, Filipinler'in %83'ü, Macaristan'ın %76'sı ve Polonya'nın %76'sı sosyal ağları kullanıyor.



Araştırmanın genel olarak sonuçlarına bakıldığında gerçekten Sosyal Medya kavramının balon olmadığı ve hızla yayıldığı gözleniyor. Ancak bu tarz betimsel araştırmalardan ziyade, biraz daha nedensel araştırmalara bakmak gerektiğini düşünüyorum. Neden Myspace dünyada bu kadar başarılı da Türkiye'de değil? şeklinde soruların cevaplarını, temel içgörüleri sorgulamamız gerek.

27 Nisan 2008 Pazar

Street Fighter Kahramanları Sahada

Harçlığımızdan arttırdıklarımızla aldığımız jetonlarla, karanlık, köhne atari salonlarında saatlerce, dandik joysticklerle kah birbirimizi dövdük, kah kahramanları.

Cepte jeton yokken ekranda yanıp sönen "Please Insert Coin" yazısına uzun uzun dalıp giderdik. Tanımadığmız insanlarla kavga edip, yeni arkadaşlıklar kurardık.

Evet o yılları hatırlayanlar bilir, o yılların hayatımızda yer tutan en önemli oyununu "Street Fighther" idi. Mega64 "Street Fighther" ı çok keyifli bir video ile gündemimize taşıyor.

Street Fighter da çok keyif aldığımız (benzeri bir bölüm Final Fight'ta da vardı) bonus bölümünde kahramanlarımız araba parçalıyorlardı.

Mega64'ün hazırladığı videoda da Ryu, Saga ve Blanka bonus aşamasını gerçek hayatta uyguluyorlar.

25 Nisan 2008 Cuma

El Reklamcılığı (Handvertising)


AT&T çok kültürlü (Mısır, Çin ve Japon vb) bir kapsam doğrultusunda keyifli bir basın kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında farklı kültürlerden eller kullanılıyor. Her görsel, gayet renkli, sanatsal ve keyifli.

Advertising Agency: BBDO Atlanta, BBDO New York, USA
Chief Creative Officers: David Lubars, Bill Bruce
Executive Creative Director: Susan Credle
Creative Directors: Rich Wakefield, Chuck Meehan
Art Director: Brian Locascio
Copywriter: Bridget
Prophet Painter: Guido Daniele
Photographer: Andric (adsoftheworld)

IKEA'da Alışveriş Uykusu


IKEA Stockholm'deki alışveriş merkezinde müşterilerine alışveriş esnasında 15 dk şekerleme yapabilecekleri Sovhotell (Uyku Oteli) hizmetini uyguluyor.

Otel misafirlerine uyku biçimlerine uygun yastıklar, uyku maskeleri ve kulaklıklarla birlikte veriliyor.


Müşterilerin özellikle yatak odası bölümlerinde yataklara yatmaları, uzun süre dinlenmelerinden esinlenerek IKEA yönetimi Sovhotell fikrini geliştirmiş. IKEA'nın bu uygulaması, deneyim pazarlamasının güzel bir örneğini bize gösteriyor. Alışverişten öte bir alışveriş deneyimi...

Ülkemizde de uygulamasını heyecanla bekliyoruz. IKEA Türkiye'de uyku oteli açtığında kafamda beliren düşünce balonunda aşağıdaki müşteri replikleri ile doldu, paylaşmakta beis görmüyorum

"Hooop olm, lannn Rıza kalksana lan... Hayvanlaar gibi horluyon, rezil olduk aleme."

"Ohaa be şurdaki herifi her seferinde görüyorum, adam sırf uyumaya geliyor, alışveriş falan yalan..."

"Kardeşim benim 15 dakikam daha var! Çekil kenara!"

24 Nisan 2008 Perşembe

Sözde ve Özde Strateji

Açık olarak her yerde ifade edilmese de strateji konusuna iş dünyasında sözde çok önem veririz. Ancak özde strateji için harcanacak, zamanın, emeğin, bütçenin beyhude olduğunu düşünürüz ve öyle davranırız. Özde stratejinin önemini hissetmemenin daha çok toplumsal bir olgu olduğunu ve ciddi manada sosyolojik açıklamaları olduğunu düşünüyorum. (detayı bu yazının konusu değil)


İş stratejilerine genel olarak baktığımızda günümüz iş dünyasındaki pazarların değişim dinamiklerini iyi okuyamadıklarını görüyoruz.

Genellikle büyük fırsatlar kaçabiliyor. Stratejiler rekabetten ziyade uzlaşmaya odaklanmış durumda. Dolayısıyla kurumları ileri sıçratmaktan ziyade yerinde saymalarına neden oluyorlar.

Stratejiyi özde de sözde olduğu gibi benimsemeli, iş stratejileri genelinde, pazarlama stratejileri özelinde daha akıllı, yaratıcı ve katma değerli stratejiler üretmek gerekiyor.

Daha Akıllı Strateji

Yönlendirir: Pazar fırsatlarından, rekabet zorluklarından ve müşteri gereksinimlerinden yararlanarak iş önceliklerini dışarıdan içeriye doğru tanımlar.

Odaklanır: Diğer şeylerin çok azını daha iyi yaparak, en iyi değeri yaratan pazarlara, ürünlere ve müşterilere odaklanır.
Farklılaşan: Güçlü ve sürdürülebilir rekabet avantajı sağlamak, işin merkezinde yer alır.

Daha Yaratıcı Strateji Yönlendirir: Pazarları kendi vizyonuyla tanımlar, geleneklere meydan okur ve onları kendi avantajı doğrultusunda biçimlendirir.

İleri görüşlü: Yapabileceğinden çok, yapabileceğiniz şeylere dayanarak, geleceğin pazarlarını yaratıcı biçimde tanımlar

Yenilikçi: Yeniliğin hem bugün hem de yarın için itici güç oluşturmasını sağlayarak, talep ve karlı büyümeyi yönlendirir. (Kaynak: Marketing Genius, Peter Fisk)

  • Strateji yönle ilgilidir. Vizyon ve hedefleri netleştirmek, kurumsal amacın, pazarlama hedeflerinin netliğini sağlamak demektir.
  • Strateji şeçimlerle ilgilidir. Nerede ve nasıl rekabet edileceğine karar vermek, hangi pazar ve müşterilere, hangi marka ve ürünlere odaklanılacağına ilişkin öncelikleri belirlemek demektir.
  • Strateji farklılaşmayla ilgilidir. Rekabet avantajında sürdürülebilir bir kaynak bulmak ve bunun nasıl ilgi çekici ve kazançlı biçimde sunulabileceğini belirlemek demektir.
Stratejileri sözünden özüne geçirebilen, katma değerli stratejiler üreten firmalar ve bu vizyondaki pazarlamacılar doğru denizlere yelken açanlardan olacaklardır.

Çaylarrr!

Çayın buzlusu çıktı, oyunun kuralı bozuldu derken. Şimdi de buzlu çay, çay keyfi ritüellerinin genetik kodları ile oynuyor.

Tea-over-ice Peter Hewitt tarafından kurulmuş olan Tea Forte şirketinin bir ürünü olarak piyasa sürülmüş. Yaz yaklaşıyor, havuz şezlonglarında, deniz kenarlarında alternatif çay keyfi yapmak isteyenlere duyurulur.

Duvar Kağıdı Takvimi


Christiaan Postma tarafından tasarlanan Duvar Kağıdı Takvimini özellikle proje yöneticileri için, etkinlik yöneticileri için çok faydalı gözüküyor. Hatta bence her şirketin toplantı odasının arkaplanına kaplanda hiç de fena olmaz.

Duvar Kağıdı Takviminin bilgisayarla entegre çalışabilen bir versiyonu olsa, senkronize olsa, çıktılarını alabilsek daha hoş olmaz mıydı?

Yap Boz İlanlar


Mc Donalds, insanlarının merak motivini gıdıklamak, etkileşim ihtiyacına cevap verebilmek adına Stockholm'ün göbeğine yap boz ilanları yerleştirmiş. İlanların orjinali merkez tren istasyonunda bulunuyor. Meydanda ise karşınıza yap boz şeklinde karıştırılmış ilan çıkıyor. Başına gecip doğru ilanı elde etmeye çalışıyorsunuz.

Bulmaca çözmeyi, ilanlara dokunmayı, üzerlerine birşeyler yazmayı çizmeyi seven halkımız için de başarılı bir outdoor çalışması olabilir.

Executive Creative Director: Andreas Dahlqvist
Art Director: Simon Higby
Copywriter: Martin Lundgren
Art Director: Viktor Arve
Art Director: Ted Harry Mellström
Account manager: Daniel Sundin
Repro: Johanna Karsten

22 Nisan 2008 Salı

Paketle bizi Niyazi

"Tamamdır abi, sen Necmi Abi'yi paketle ben buradan alırım. Necmi Abi ile işimiz bittikten sonra bozmadan aynen paketine koyup sana göndeririz."

"Paketle bizi, Niyazi!"

"HP Services: Human Packaging Services, İnsan Paketleme Hizmetleri "

"İtina ile İnsan Paketlenir"

"Kız kaçırma paketlerimiz çıkmıştır."

"Adam Kaldırma paketlerimizde fiyat sorunuz."

gibi bir bukle geyik üretimin tetikleyen bu şık tasarımın sahibi Eric Petit.

21 Nisan 2008 Pazartesi

Sony Köpük Şehri

Sony sadece dijital cameraları için hazırladığı yeni reklam filmi ile yine sınırları zorluyor. Reklam filminde, Miami caddeleri daha önce karşılaşmadığı bir manzara ile karşılaşıyor. Miami halkı bu güzel manzaraya Sony dijital kameraları ile şahitlik ediyorlar.

Sinek Kaydı Saha!

Schick Quattro'nun üst düzeyde bir kayganlık sağladığını göstermek için Sidney'in en büyük buz pistinde sinek kaydı traş yapmışlar.

Helena Braddock, Illustrator
Lee Turner, Illustrator
Jay Benjamin & Andy DiLallo, Executive Creative Director
A. Chris Moreira / Mark Schöller, Art Director & Copywriter team
Gerri HamillL, Agency Producer
Creative Services Manager, Graeme de Vallance
Account Service, Peter Bosilkovski

Blog Ödülleri 2008 Oylama Başladı!

"Beraber yürüdük biz bu yollarda!
Beraber ıslandık yağan yağmurda!
Şimdi sıra geldi oylamaya!
Bana bütün oylar sizi hatırlatıyor."

Sevgili blog ve blog ötesi dostlarımızın 2008 Blog Ödülleri Reklam / Pazarlama alanındaki desteklerini bekliyorum.

Buradan

19 Nisan 2008 Cumartesi

Arazi Reklamcılığı (Fieldvertising)

Arazi Reklamcılığı (Fieldvertising) yer yüzünde çiftçilere, arazi sahiplerine farklı gelir kaynakları sağlayacak yeni bir reklam tarzı.

Her ne kadar bu yeni gelir kaynakları yüzünden bugün ciddi bir gıda krizi ile karşı karşıya olsak da reklamcılar mecrada sınır tanımıyor. Bu mecranın hedef kitlesi sadece uçak yolcuları değil. Fieldvertising'in ciddi bir hedef kitlesi Google Earth kullanıcıları. Bu reklam hizmetini veren kurumun diğer örneklerini buradan inceleyebilirsiniz.

18 Nisan 2008 Cuma

Reklam Gerçekliğin Neresinde Duruyor



Alman gazeteci Samuel Mueller tarafından başlatılan "Advertisement vs Reality" projesi, reklam görsellerinin gerçeğe ne kadar yakın durduğunu araştırıyor. Pundo3000 ismini verdiği projede Mueller, ürünlerin ambalajlarındaki afilli fotoğrafları ile gerçek halleri arasında ne kadar benzerlik olduğunu irdeliyor. Tabiki proje sonucunda herhangi bir sürpriz ile karşılaşmıyoruz. Reklam fotoğrafları ile gerçek ürünler arasında ciddi farklar gözleniyor. Doğru ışık, doğru efekt, iyi bir tasarımcı size iyi ürünler çıkarıyor.

14 Nisan 2008 Pazartesi

Hayatımızda Nanoteknoloji Olmasaydı...

Tüketicinin her ortaya çıkan kavramı anladığını varsayıyoruz, ve iletişim stratejilerimizi bu varsayım doğrultusunda kurguluyoruz. Özellikle bizim toplumumuz gibi kavramları somut objeler ile anlamlandırarak, kıyas ederek daha iyi anlayabilen toplumların tüketicilerine daha özgün çözümler üretmek gerekir. Nanoteknoloji gibi teknik bir kavramı, başarılı reklam görselleri ile kolaylıkla anlatabilirsiniz. Nanoteknoloji hayatımızda olmasaydı ne olurdu? Cevabı görsellerde...

Web Sitesi Reklamında Son Nokta

İnsana "bir web sitesi hakkında daha güzel bir video nasıl yapılabilir ki?" dedirtiyor. volkswagen.co.uk sitesinin TV spotu tek kelime ile mükemmel.

13 Nisan 2008 Pazar

Eski Donunu Getir! Yenisini Götür!

Son zamanlarda en çok konuşulan kampanyalardan biri "Eski donunu getir! Yenisini götür!" kampanyası Boyner’in yaramaz çocuğu T-box tarafından ortaya koyuldu.

Bugüne kadar otomotivden beyaz eşyaya, mobilyadan elektroniğe kadar farklı alanlarda yapılan "Eskisini getir, yenisi götür" kampanyalarına halk olarak çok alışmıştık. T-box biraz bu kampanyaları tiye almak biraz da çizgisi doğrultusunda farklılaşabilmek için bu kampanyaları ilk kez iç çamaşırına uyarladı.

Kampanyanın başladığı ilk gün Akmerkez ve Erenköy mağazalarına 250’nin üzerinde eski ‘don’ bırakılmış.

T-box Genel Müdürü Doğan Kaşıkçı, “Kampanya ay sonuna kadar sürecek. Bu süre zarfında 15 bin kişinin donunu getireceğini düşünüyoruz. Bizim bu tür şaka ve kampanyalarımıza katılan bir fan grubumuz var, onlardan iyi bir tepki bekliyoruz” demiş.

İnsanlar neden gidip Akmerkez ve Erenköy gibi ortamlarda eski donlarını çantalarından çıkarıp bırakırlar?

Bu aksiyonun altındaki en temel motivin:

"Ya abi T-box eski donunu getir diye bir kampanya yapmış, çok geyik değil mi? Gerçekten adamlar psikopata bağlamışlar, manyak çılgınlık olm, don lan. Bizde topluca aldık donları gittik olm. Çok kibar bir bayan vardı mağazada ben de çıkardım donumu teslim ettim. Yüzünü görecektin, çok eğlendik, çok stres bir mevzu aslında bakma böyle durduğuna. Nasıl çılgınlık, nasıl tarz, nasıl fırlamalık ama?" diyebilmek, deneyimini yaşabilmek olduğunu düşünüyorum.

Sonrasında da yaptıkları bu aktiviteyi: "çok eğlendik, çok fırlamayız, çok farklıyız, çok iyiyiz, insanlar sıradan ama biz farklıyız" mesajı ile paketleyerek anlatabilmek de destekleyen önemli motivlerden biri.

T-box da gençliğimizin bu motivlerini iyi okuyabilen bir firma olarak kampanya kapsamında bütün pazarlama iletişimini bu motivler üzerine kurgulamış ve başarılı olmuş gözüküyor.

Kamyon Reklamcılığı

Biz aslında coğrafya olarak kamyon reklamcılığına (Truck Advertising) çok alışkınız.
Karayollarımızdaki kamyonlarda, tırlarda, her ne kadar belli hedefler doğrultusunda ve belirli metodlar ışığı altında olmasa da, çok özgün metinlere rastlıyoruz.

Truck advertising

Yurtdışındaki başarılı ve 3 boyutlu örneklerini gördükten sonra bizimkiler kimbilir neler yapar demekten insan kendini alamıyor.

10 Nisan 2008 Perşembe

Bukelamun Plazalar

changing skin building

Hong Kong'da yer alan New Town Plaza görenleri gerçekten şaşırtıyor. Plazanın dış cepheleri kolaylıkla değişebiliyor.

5 Nisan 2008 Cumartesi

Mc Donalds Wi-Fi

Mc Donalds'ın mağazalarında Wi-Fi Kablosuz erişim hizmetini anlatan reklamları ürün kutuları ile dizüstü bilgisayarı başarılı bir şekilde bir araya getirmiş ve hizmet ile ilgili mesajını başarılı bir şekilde vermiş.

4 Nisan 2008 Cuma

Özgün Reklamcılar Doğadan da Faydalanır

Doğa ile barışık tüm tüketim dünyasının tercih edildiği günümüzde, özgün reklamcılar da boş durmuyor ve doğanın kendilerine sağlamış olduğu güzelliklerden zekice faydalanıyorlar.

Pringles: Bir Balon Macerası

Pringles: Hot and Spicy AdCallegari Berville Grey Paris, France tarafından hazırlanan Pringles Hot & Spicy: Hot Air Balloon çalışması gerçekten çok başarılı.

3 Nisan 2008 Perşembe

LOST Oyunu


LOST dizisinin farkındalığı ve pazarlama uygulamaları üzerine konuşmaya devam ediyoruz.
Ocak ayında 4. Sezonun başlamasıyla birlikte LOST'un Oyunu raflarda hızla yerini almaya başladı. PC, PS3, ve Xbox 360 gibi farklı platformlar için Ubisoft tarafından tasarlanmış, oyun büyük ilgi görüyor.



Oyunda, ismi bilinmeyen bir karakter olarak yer alıyorsunuz. Oceanic 815'in enkazından çıkan yolculardan birisiniz ve uçağın düştüğü esnada hafızanızı yitirmişsiniz.

Gizemli adamızda dolaştıkça kim olduğunuza dair flashbackler deneyimliyorsunuz kendinizi keşfe başlıyorsunuz. Aynı anda, ilk 3 sezonda yer alan LOST karakterleri ile de etkileşim içerisindesiniz.


Adanın hemen hemen her lokasyonunda faaliyet halindesiniz. Plajdasınız, ambarlara gidiyorsunuz, 108 dakikada bir dünyanın kurtarılması gereken bilgisayarda kafa ayarı yapıyorsunuz, Siyah Kaya'yı keşfedebiliyorsunuz vs.

Arada bir de Kara Duman tarafından taciz ediliyorsunuz.

Oyun incelendiğinde ilk intiba olarak çok net, kolay anlaşılabilen bir oyun olmadığı gözleniyor. Ancak dizinin de arka planında yatan merak ve keşfetme güdüsü başarılı bir şekilde oyun içerisine yedirilmiş.

Dizinin gerçek mana da başarılı olabilmesi, algı tazeleğini sürekli koruyabilmesi için, arka plandaki destekleyici algı uygulamalarına da yeterince önem vermek gerekiyor.

1 Nisan 2008 Salı

LOST: Viral Pazarlama Kampanyası (Devam)


Herkes tarafından beğeniyle izlenen LOST dizisinin pazarlama zekasına daha öncede Lost Viral Pazarlama Kampanyası yazımızda değinmiştik.

LOST'un pazarlama stratejilerini belirleyenler, 4. Sezon için başarılı bir viral pazarlama kampanyası sürdürmeye devam ediyorlar. 4. Sezonda LOST'un güncel populerliğini korumak adına başarılı viral kampanyalar yapıyorlar.


Portekiz'in Lizbon kentinde 4. Sezon başlarken, gökten LOST dizisindeki gibi Dharma sandıkları düşmeye başlamış.

Adanın gizemini gerçek hayatımızın içerisine fiziksel olarak da taşıyarak, bizleri dizi içerisinde LOST olmamızı sağlayanlar, gerçek hayatta da bizi LOST olarak algılıyorlar ve bunu destekleyen uygulamalar gerçekleştiriyorlar.

Geleceğin İşe Alım Yöntemleri

Rekabetçi iş gücü piyasasında İnsan Kaynaklarında İşe alımda son nokta! Kamyonu getir, istediklerini söyle, elemanları yükle ve git!