21 Ekim 2008 Salı

Iphonemania


"Pazar araştırması kullanıp talebin nerelere evrildiğini anlamak yerine, kaleyi gören bir cephede konseptimi sıkarım, golümü atarım" diyen Steve Jobs, uykusuz bir gecenin sabahında daha dinç olabilmek adına banyoya girmeye karar veriyor. Girmeden önce termosifonu açıp suyun ısınmasını bekliyor. Suyun ısındığından emin olduktan sonra, organik kese ile keyifli bir banyo deneyimi yaşıyor.
Banyodan çıktığında tıraş olabilmek için çocukluğundan kalma bir alışkanlıkla buhulanan aynada parmağıyla at eşek figürleri çizmeye başlıyor. Çizim esnasında birden telefonu çalıyor. Aynaya çizim yaparken telefonunun çalması Steve'in beyninde farklı bir reaksiyona yol açıyor ve aklına çok önemli bir fikir geliyor.

İç sesi Steve'e "Olm Steve vurdun lan voleyi yine, neden itouch tan çakma bir telefon yapmıyoruz, köpürtmüyoruz, milleti deneyim manyağı yapmıyoruz?" şeklinde haykırırken,

Steve tüm soğukkanlılığıyla aynaya bakarak kafasını sallıyor ve Apple Konsept Sıkıcılar Kurulu'nu (KSK) toplantıya çağırıyor.

Börtü böcek seslerinden bolca nasibini almış güzel bir sabaha uyanan California'da henüz halk Starbucks'lara akın edip günlük kahve dolumlarını gerçekleştirmemişken, konsept sıkıcılar kurulu (KSK) Apple merkezinde toplanıyor.

Toplantı kapsamında ateşli tartışmalar Steve Jobs tarafından monolog olarak gerçekleştirilirken, diğer üyeler de kendi iç sesleri ile dar aralanda kısa paslaşmalarda bulunuyorlar.

Sonuç olarak Iphone fikri şekilleniyor... Filmin ilerleyen karelerini ise hepimiz zaten iyi biliyoruz.


Turkcell ve Vodafone'un abonelerine sağladıkları imkanlar sayesinde iphone çılgınlığı ülkemizde her geçen gün daha geniş kitlelere yayılıyor.

VHS / BETA videoların hayatımıza girdiği, nüfus kağıdı mukabili video kaset kiraladığımız günlerden beri, çoğrafyamızda teknolojik aygıtların ne kadar ve nasıl kullanıldığından ziyade, ne kadar konuşturabildiği önemli olduğunu deneyimlemiş durumdayız. Dolayısıyla iphone da Türk Teknoloji Tarih yapraklarında önemli bir yer alacağa benziyor.

Cep telefonu kullanım geçmişlerinde kavram kaplarında sadece:

"aç, kapa, konuş, meşgule ver, sms, numara nasıl gizliyorduk lan?, ben bu fotoyu nasıl gönderirim?, melodi indirme, kurtlar vadisi'nde var ya Mematinin türküsü o çalsın istiyorum, fashion tv fotoları nereden yükleniyordu? v.b."


kavramların bulunduğu kitleler atraksiyonu bol, görünüm ve kullanımı zarif iphone gibi telefonlara hızlı bir geçiş sağlıyorlar.

Her ne kadar kafalarında iphoneları çaldığında nasıl açacakları, konuşurken nasıl bir beden dili performansı sergileyecekleri, iphonelarını nasıl bir kılıfta taşıyacakları, hangi uygulamaları yükleyecekleri, lahmacun yedikten sonra ekranı yağlamadan nasıl mesaj atacakları konusunda çok fazla bir bilgiye sahip olmamalarına rağmen sonuçta iphone sahibi olmanın statü tatminini yaşıyorlar.


Belli mekanlarda en az 2-3 masasında iphone u ile "quantum fiziğinin reklam dünyasına etkisi" üzerine araştırma yapanlara rastlayabiliyorsunuz.

Friendfeed, twitter gibi platformların iphoneların yayılımına ciddi paralar aktardıklarına dair söylentiler dolaşırken, Microblogging insanları sahaya iphoneları sayesinde 4-4-3 taktiği ile yayılıyorlar ve dünyaya dair otu ..ku bu platformlara aktarıyorlar.

Sonuç olarak Steve'in post-banyo keyfi, tüm dünyada davranış değişikliğine yol açıyor.

iphone nu insanların kavram kaplarında yeni algı seti inşası ile ilgili en başarılı vakalardan biri olarak değerlendirmek gerekiyor. İnşaat planlama, uygulama sürecini iyi analiz etmek gerekiyor. iphone bize birkez daha Kültürel, coğrafi, ve ekonomik farklılıkların da konsept oluştururken ne kadar hikaye olduğunu da gösteriyor. Sonuç olarak, Farklışma adına tüm dünyanın birbirine benziyor. İşte bu da olayın en keyifli ve ironik kısmını oluşturuyor...